Kategori: Genel

  • Likidite, finansal piyasalarda çok önemli bir kavramdır. Aslında, likiditeyi su gibi düşünebilirsin; nerede çoksa, orada daha rahat hareket edilir. Piyasa yapıcıları, yani büyük oyuncular, bu likiditeyi avlayarak fiyatları istedikleri yöne çekebiliyorlar. İşte likidite avı, tam olarak bu stratejiyi ifade ediyor.

    Bir trader olarak, likiditenin nerede biriktiğini anlamak, fiyat hareketlerini öngörmek açısından inanılmaz bir avantaj sağlar. Çoğu zaman traderlar, stop-loss emirlerini belirli seviyelere yerleştirirler. Bu seviyeler, aslında bir tür likidite havuzu oluşturur. Piyasa yapıcılar da bu stop-loss emirlerini tetiklemek için fiyatı yukarı ya da aşağı çekip, kendi işlemlerini daha rahat gerçekleştirebilirler. İşte bu noktada likidite avı devreye girer: Piyasa yapıcılar, stop avına çıkar ve likiditeyi toplarlar.

    Peki, bunu bir trader olarak nasıl fark edebilirsin? Likiditenin biriktiği yerler genellikle yüksek volatilite olan seviyelerdir. Örneğin, destek ve direnç seviyeleri bu likidite bölgelerinin en belirgin örneklerindendir. Eğer fiyat bu seviyelere doğru hızla yaklaşıyorsa, muhtemelen orada bir likidite avı gerçekleşiyordur.

    ICT stratejisinde, likidite avı kritik bir öneme sahiptir. Likiditeyi tespit ederek ve piyasa yapıcılarının hareketlerini anlayarak, işlem stratejilerini buna göre şekillendirebilirsin. Yani işin özü, büyük oyuncuların adımlarını takip edip, onların izinden gitmek.

    Sonuç olarak, likidite avı konsepti, piyasayı anlamak ve doğru hamleleri yapmak için bir anahtar gibidir. Eğer büyük oyuncuların nerede hareket edeceğini önceden tahmin edebilirsen, bu sana ciddi bir avantaj sağlar. Unutma, piyasadaki büyük balıkların hareketlerini izlemek her zaman kazandırır!

  • ICT (The Inner Circle Trader) stratejisi, son zamanlarda oldukça popüler hale geldi ve aslında düşündüğünden çok daha ilginç bir yaklaşım. Bildiğin klasik teknik analiz yöntemlerinden farklı olarak, bu strateji biraz daha derinlemesine bakmanı sağlıyor. Piyasa yapıcılarının, yani büyük oyuncuların, nasıl hareket ettiğini anlamaya çalışıyorsun. Bu adamlara “smart money” de deniyor çünkü piyasayı manipüle ediyorlar. İşte ICT de tam olarak bu noktada devreye giriyor.

    ICT’nin en önemli kavramlarından biri likidite. Düşünsene, piyasada birçok trader stop-loss emirleri koyuyor. Piyasa yapıcıları da bu stop emirlerini tetikleyerek fiyatı yukarı veya aşağı itiyor ve kendi işlerini görüyorlar. ICT stratejisiyle, bu likiditenin nerede olduğunu ve piyasa yapıcılarının ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyorsun. Bir nevi onların hamlesini tahmin etmeye çalışıyorsun.

    Bir diğer önemli kavram ise “order blocks”. Bu, büyük oyuncuların işlem yaptığı bölgeler demek. Bu bloklar genelde güçlü destek ya da direnç seviyeleri olarak karşımıza çıkıyor. ICT’de bu seviyeleri tespit edip oralarda işlem yapıyorsun. Yani piyasada “neler oluyor, kim ne yapıyor” diye bakarken, kendi stratejini bu verilere göre kuruyorsun.

    Sonuç olarak, ICT stratejisi, diğer stratejilere göre biraz daha derin bir bakış açısı sunuyor. Piyasada olan biteni daha iyi anlamanı sağlıyor. Ama tabii, öğrenmesi biraz zaman alabilir. Eğer biraz sabır gösterirsen, bu stratejiyle güzel fırsatlar yakalaman mümkün olabilir!

  • Merhaba! Bu blogdaki ilk yazımda, day trading kavramına giriş yaparak bu alanda yeni olanlar için temel bilgileri paylaşmak istiyorum. Day trading, finansal piyasalarda aynı gün içerisinde alım-satım işlemleri yaparak kar elde etmeye yönelik bir stratejidir. Kısa vadeli fiyat hareketlerinden faydalanmayı hedefleyen bu yaklaşım, yüksek riskli olabilir, ancak doğru strateji ve disiplinle oldukça kazançlı sonuçlar doğurabilir.

    Day trading’e başlamak için öncelikle piyasa dinamiklerine hakim olmanız ve finansal enstrümanlar hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir. Hisse senetleri, dövizler, kripto paralar ve emtialar gibi birçok farklı varlık üzerinde işlem yapabilirsiniz. Ancak, hangi varlık sınıfında işlem yaparsanız yapın, başarılı olmak için analiz yeteneğinizi geliştirmeli ve piyasa trendlerini iyi okuyabilmelisiniz. Teknik analiz araçları, grafik okumalar ve göstergeler gibi unsurlar, day trading’in vazgeçilmez araçlarındandır.

    Başlarken en önemli tavsiyem, küçük adımlarla ilerlemek ve asla tüm sermayenizi riske atmamak olacaktır. Disiplinli bir strateji oluşturmak ve bu stratejiye bağlı kalmak, uzun vadede başarılı olmanızın anahtarıdır. Piyasadaki dalgalanmalara duygusal tepki vermek yerine, soğukkanlı kalmalı ve planınıza sadık olmalısınız. Day trading sabır gerektiren bir yolculuk olabilir, ancak doğru bir yaklaşımla finansal hedeflerinize ulaşmanız mümkün.

    Bu blogda day trading’e dair çok daha detaylı bilgiler ve stratejiler paylaşmaya devam edeceğim. Siz de bu yolculuğa adım atarken bilgi ve deneyimlerinizi sürekli olarak geliştirmeye açık olmayı unutmayın. Unutmayın, bu blogda yer alan hiçbir içerik yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir, sadece kişisel deneyimlerimi ve görüşlerimi paylaşıyorum.

    Yolculuğumuz daha yeni başlıyor, bir sonraki yazıda görüşmek üzere!